27 Mayıs 2009 Çarşamba

Erasmus'a Veda

Sayılı gün sonuçta çabuk geçiyor. Sonunda Finlandiya'dan ayrılma vakti geldi dostlarım. Eve dönüş için daha 3 hafta var ama Erasmus öğrencisi olarak bugün son günüm. Dün arkadaşlarımla vedalaştım ve inanın sadece merhaba dediğiniz insanlarla bile vedalaşmak gerçekten çok koyuyor insana. Gerçi hoşçakal değil görüşürüz dedik ve hepsiyle birgün bir yerde karşılaşacağımıza inanarak ayrıldık.

Erasmus için pişmanlık var mı peki? Yaşananlara genel bir bakış attığımda kesinlikle hayır diyorum. İçime sinmeyen şey yabancı arkadaşlarla kanka gibi bir ilişki kuramamamdır belki, hepsiyle çok güzel dostluklar kurdum elbette ama "Can naber adamım bugün şuraya gidiyoruz" şeklinde bir durum da olmadı. Ama hepsinin yeri ayrıdır. Ayrıca fark ettim ki burada tanıdığım Türk arkadaşlar da çok farklı insanlardı ve bana gerçekten çok şey kattılar. Amac yeni insanlar, yeni dunyalar tanimaksa Turk arkadaslar sayesinde de bu amaca ulastim diyebilirim.

Finlandiya'da geçen 4 aya baktığımda, ilk ay heyecan dönemidir ki bence en güzel dönemimdi. İkinci ay sınavlar ve iklimin getirdiği bunalım dönemi, bununla beraber kurulan hayaller; üçüncü ay sıradanlığın getirdiği bıkkınlık ve ilk aydaki heyecana duyulan özlem ve bununla birlikte yapılan çocukça hatalar; son ay ise yoğun sınav haftasına rağmen baharın getirdiği dinçlikle toparlanma, "küçük şeylerle mutlu olabilme" felsefesini aşılama çabaları ve olgunluk donemi.

Şu an kendimi değişmiş ve büyümüş hissediyorum. Bunu test edeceğim tek yer elbette Türkiye. Bu nedenle oldukça da heyecanlıyım. Evi ozlemedim desem yalan olur ama Erasmus bitti diye de uzulmuyor degilim.

Bugun yazacagim blog cok onemli benim icin. Klavyenin basina gecince aklimdan ucup gitti her sey ama toparlamaya calisacagim. Daha gezilecek, gorulecek ve bu blogta anlatilacak cok sey var ama bugunku satirlari Erasmus'a vedaya ve yaz planlarima ayirdim.

Finlandiya'nin ve elbette Tampere'nin yeri hep ayri olacaktir kalbimde. Aylarca kavga edip ayrilma vakti gelince birbirini ne kadar sevdigini anlayan sevgililer gibiymisiz de haberim yokmus. ''Kiz bulamadi, sehre sevgili muamelesi yapiyor'' dediginizi duyar gibiyim alakasi yok kizdirmayin beni. Son gunlerimde bir guzel, bir seker gozuktu ki gozume Tampere, anlatamam size. Bir daha ne zaman gelirim nasil gelirim bilinmez ama hayatim boyunca unutmam, bahsi gectiginde memleketimden soz ediliyormus gibi sevinirim bundan sonra...

Bu satirlari Erasmus'un son gununde yazmayi isterdim ama toplanma telasindan oturu dorduncu paragraftan itibaren Riga'dan sesleniyorum size. Uzun bir gezi plani var, hepsini zamanla paylasacagim ama internete girme olanagi ne kadar siklikla olur bilinmez tabii. Bu Riga gezisi yalniz katildigim ilk gezi olmasi bakimindan onemli tabii ayrintilari baska blogta paylasirim.

Artik Erasmus ogrencisi unvanini verip gezgin unvanini aldik resmen sinavlarimin bitmesiyle. Size Avrupe Turnem hakkinda bilgi vereyim, tarihler soyle:

27 Mayis - Riga (Letonya)
29 Mayis - Vilnius (Litvanya)
30 Mayis - Stockholm (Isvec)
2 Haziran - Paris (Fransa)
5 Haziran - Antwerp (Belcika)
7 Haziran - Amsterdam (Hollanda)
9 Haziran - Barcelona (Ispanya)
17 Haziran - Tampere (Finlandiya)
19 Haziran - Izmir

Tam konser tarihleri gibi oldu hosuma gitti yazarken ulkeleri falan da belirttim :)
Hala bilet almamamiza ragmen Haziran sonu gibi Turkiye'deki iki yakin dostumla bir buyuk Avrupe Turnesi daha dusunuyorum. Evet abarttim gibi ama gezilecek yerler var daha sonucta Avrupa kocaman.

Ikinci turdan sonra stajlar basliyor. 27 Temmuz'da Istanbulda ardindan 24 Agustos'ta Ankara'da staj yapacagim. Stajlar bittiginde Kibris'a donme vakti coktan gelmis olacak bu nedenle 2009 yazi gercekten unutulmaz olacak :) Bu plana gore Izmir'de 20 gun gibi bir sureyle kalacagim bu acidan uzucu tabii.

Efendim tum planlar boyle. 4 aydir burada yasadiklarimi buyuk bir zevkle sizlerle paylastim umarim siz de ayni heyacani duymussunuzdur okurken eksik olmayin. Erasmus donemiyle ilgili bir toparlama yapacak olursak ne diyebilirim bir dusuneyim...

Oncelikle bana bu imkani saglayan annem Bayan Cengiz, babam Bay Cengiz ve ablam Seco'ya, burada yedigimiz ictigimiz, girilen derslerimiz ayri gitmeyen uzerimde hakki olan Yasar'a, Erasmus'taki en buyuk kazancim Mulazim'a, blogdaki ilham kaynagim kaliteli insan Saygin'a, saygi duydugum ustad Burak'a, orjinal insan Sait'e, adini saymadigim ama hepsinin kalbimde apayri yeri olan tum Turk dostlarima, bana ictenlikle sevgi ve samimiyetlerini gosteren Koreli, Polonyali, Yunan, Fransiz, Italyan, Ispanyol, Iranli ve diger diyarlardan gelen tum kardeslere, blogtaki tum izleyicilere ve ilgi gosteren herkese, blogta adi gecen (Helsinki, Tallinn, Hollanda, Almanya gezilerindeki guzel insanlar basta olmak uzere) herkese, bana telefon numaralarini veya Facebooklarini veren ama arkadastan ote de birsey hissetmeyen tum Fin kiz arkadaslara, sabahlari ictenlikle gunaydin diyen tum otobus soforlerine, okuldaki kibar yemekhane gorevlilerine ve yolda soru sordugumuzda buyuk bir ictenlikle cevap veren guzel Finlandiya insanina, Tampere'deki favori mekanimiz Ruma'ya ve bu satirlari okurken ''hani bize tesekkur essek'' diye soylenen soylenmeyen herkese butun ictenligimle tesekkur ederim.

Kendinize cok cok iyi bakin dostlarim zaman buldukca yazacagim sizlere, bir sonraki yazida gorusmek dilegiyle...

4 yorum:

  1. izmir'deki kısıtlı zamanında görüşmek dileğiyle..bana bile koydu lan okuyoduk ne güzel (:

    YanıtlaSil
  2. can nerelerdesin yaaa gel artık...
    seninle ilgili bişeyler yazcam yakında :)

    YanıtlaSil
  3. 4 ayLık da oLsa hayatının bir böLümünü bizLe payLaşma kibarLığını gösterdiğin için cok teşekkürLer =))cidden oraLarı görmş gibi oLdm =))

    YanıtlaSil